Günler geçmiş, kavuşacağımız güne az kalmıştı. Eşyalarının bir kısmını bana bırakmıştın. Bazen onlara bakıp, dokunup, koklayarak sana olan hasretimi dindirmeye çalışıyordum. Kavuşacağımız günü iple çekiyorduk. Geleceğin gün için bende olan kolilerin birine sürpriz bile hazırlamıştım. Sana olan duygularımı yazan bir sürü kağıt yazıp eşyalarının içine koymuştum. Geldiğinde eşyalarını açarken bunları görmek seni mutlu edecekti. Benim gibi romantiklikten hiç anlamayan bir adam için büyük bir aşamaydı bu. Diyorum ya aşk insana her şeyi yaptırabiliyor. Bu sıralar sanırım bayram için asıl memleketime gitmiştim. Orada da bir nedenden kavga ettiğimizi, senin sürekli arayıp sorduğunu, benim ise yine seninle konuşmak istemediğimi, moralimin bozuk olduğunu hatırlıyorum. Sanırım özlemle birlikte şüphe ve diğer duygular da yükselmişti artık.
Bu sırada yazın çalıştığımız şantiye iyi bir ilerleme kaydetmişti. Benim de burada bulunmamı gerektirecek durumlar azalmıştı. Aynı zamanda benden tecrübeli olan aynı zamanda ev arkadaşım olan mühendis arkadaşla aramız hiç bir zaman tam iyi olmamıştı. Farklı karakterlerdik. Biraz da ben iş konusunda çok sorumluluk sahibi değildim o zamanlar. Sen de olunca iş hep ikinci hatta üçüncü plandaydı. Bu da hem iş arkadaşımı hem de patronlarımı rahatsız ediyordu. Üstelik seninle yaşadıklarımın bir kısmına da şahit olmuşlardı. Aynı zamanda da şirket merkezi olan Antalya'da bir takım yeni işler de başlamak üzereydi. Tüm bu şartlar ve belki de senin geleceğini biliyor olmaları beni Afyon'dan çekme kararı almalarına neden olmuştu. Gitmemek için ne kadar uğraşsam da fayda etmemişti. O zamanlar da hem bazı borçlar ödüyor hem de kardeşime okulu için para gönderiyordum. Dolayısıyla işe ihtiyacım vardı. Kavuşamayacak olsak da tüm bunları seninle değerlendirmiş olmalıyız diye düşünüyorum. Sonunda istemeye istemeye Afyon'dan ayrılmıştım. Kavuşacağımız gün ise daha sonraki bir zamana ertelenmişti. O günün ise seni göreceğim son gün olacağını nerden bilebilirdik? Ben Antalya'ya gelmiştim. Sen sonra okula gelmiştin. Bu arada biz neden görüşmedik? sen veya ben 1-2 gün bile olsa gelmedik hiç bilmiyorum. Fakat aramıza yazın sonlarına doğru eski erkek arkadaşının girmiş olabileceği muhtemel. Belki sen de haklıydın. Madde kullanımına kadar kendini derbeder ettiğini hatırlıyorum çünkü. Buna dayanmak güçtür. Ama yaşadıklarımızdan sonra benim bunu kaldıracak gücüm yoktu. Belki de bu nedenle Afyon'dan ayrılma kararı almam çok zor olmamıştı. Halbuki şimdiki aklım olsa orada başka bir iş bulmayı deneyebilirdim. Yine de yanında kalabilirdim. Sonuçta ilişkimiz işten çok çok daha önemliydi. Fakat gönüller bir olduktan sonra bir şekilde kavuşacağımızı düşünmüş olmalıyız.
Bu arada senin bir zaman görüşmüş olduğun eski arkadaşımla görüşme ve belki de olanları düzeltmek için fırsatımız olmuştu. Her şeye rağmen düzeltebileceğimize inanmış olmalıyım. Bir gün akşam biraz yürüyüşle olan biteni konuşmak, yanlış bir şey yaptığımı düşünmememe rağmen düzeltebileceğim bir şey var mı onu görmek istemiştim. Başta her şey iyiydi. Eski arkadaşlığımızdan çok bir şey kaybolmamıştı. Görüşlerimiz aynıydı. Fakat sonra konu sana gelince arkadaşımın konuyu hiç de sineye çekmediğini, tam tersi bana kızgın olduğunu, üstüne bir de senin sevgilisi olduğunu, seninle ilgili planları olduğunu filan söyleyince savunmaya geçmek zorunda kalmıştım. Yanlış bir şey yapmadığımızı söyledim, pişman olmadığımı. O da o zaman beni affedemeyeceğini söyledi. Akşamın sonunda artık geri dönülmez bir şekilde arkadaşlığımız bitmişti.
Neden bir araya gelmedik, bilemiyorum. Fakat sonra bir günlüğüne belki de iş için Afyon'a gelmişim. Bunun çok kısa ve ani olduğunu hatırlıyorum. Ama aramızda eskisi gibi değildi. Belki de mesafe girince soğumuş muyduk birbirimizden? O gün güzel geçmemişti. Belki de çok kısa ve koşturmaca ile geçtiği içindir. Halbuki seni göreceğim son gün olduğunu bilsem ne yapar eder birkaç gün daha kalırdım yanında ve daha güzel geçirmeye çalışırdım. Diyorum ya aramızda yolunda gitmeyen bir şeyler vardı. Kasım ayıydı.
Sonra seni orada bırakıp geri dönmüştüm. Sonraki günler yine güzel geçmemişti. Muhtemelen sen de kısa süreliğine memleketine gittiğin bir zamandı. Arkadaşınla görüşeceğini söylemiştin. Sonra sana uzun bir süre ulaşamamıştım. Aramızı bozan malum meseleden dolayı aramızdaki gerginlik zaten devam ediyordu. İçimde onunla görüştüğün veya görüşebileceğin şüpheleri her zaman oluyordu. Unutmadan bir keresinde zaten İstanbul'a gittiğinizi orada fotoğraflar çektirdiğinizi filan hatırlıyorum. Bu tam olarak hangi zamandı hatırlamıyorum ama olmuştu işte. Kalbimi yerle bir eden bir şeydi yine. Tüm bunları yaşadıktan sonra artık dayanacak çok az gücüm kalmıştı. Üstüne beni umursamayıp saatlerce habersiz bırakman bardağı taşıran son damlaydı artık. Senden ayrılmak istediğimi söylemiştim. Artık buna dayanamıyordum. Sen de yine umursamaz bir tavır içinde ve karşı bir düşünce de göstermeden nasıl istersem öyle yapmamı söylemiştin. Burada senin de haklı olduğunu düşündüm her zaman. Fazla hassas davranmıştım belki de. Sen artık bana dönüktün, bunu hissedebiliyordum. Ama yaşadığımız travmalar beni o konuya karşı çok hassas bir duruma getirmişti. Sen ise belki de artık benim olduğunu söylemene rağmen benim bu şekilde davranmama bozuluyordun. Arada yaşadıklarını gördüklerini bana anlatıyordun. Anlayışla karşılamamı bekliyordun belki de. Şu anki duygularla bunları değerlendirmek gerçekten zor. Fakat her ne olduysa ilişkimiz bitmişti işte. Dönmemeye de kararlıydım. Bu süreçte her nedense eski erkek arkadaşınla görüştümüzü hatırlıyorum. Ne acayip değil mi? Ne konuştuk bilmiyorum ama hatırladığım his sanki benzer acıları aynı kişiyle yaşamış iki adamdık. Yine de bu konuşma birkaç mesajdan veya bir telefon aramasından ileriye gidememişti, zaten de gidemezdi.
Hikaye burada bitmiş olması gerekirdi. Ama bitemedi. Ben o sıralar yasımı tutmaya ve olanları unutmaya çalışıyordum. Bazen arkadaşlarımla görüşüyordum. Kadere inanmam fakat öyle bir zamanda hayatımın geri kalanına yön verecek kişiyle tanışmam garip bir olaydır. Bir arayış içinde değildim. Sadece unutmaya çalışıyordum. Kimseyle tekrar ilişki kurmak gibi bir çabam yoktu. Yas tutma zamanımdı. İşte bu günlerde sonradan evleneceğimi bilmediğim kişiyle tanışmıştık. Bir şekilde beni yanına çekmişti. Güzeldi. Enerjikti. Tanıdığım kimseye benzemiyordu. Hayat doluydu. İlk tanıdığımda korkmuştum ondan. Çok gözü karaydı. Çok ataktı. Çok kısa süre içinde fazlaca zaman geçirmeye başlamıştık. Kısa sürede artık sevgili gibiydik. Tam o günlerde sen beni aramıştın. Hissetmiş miydin olanları? Belki de. Ya da internette bir şeyler de görmüş olabilirsin. Bana döndüğünü söyledin. Şansımıza aradığında yanımda o da vardı. Konuşmayı ben yapsam da yanımdan ayrılmamıştı. Olanları biraz biliyordu. O nedenle sana dönmemem konusunda beni ikna etti. Ben de artık yeni biri olduğunu, o yüzden dönemeyeceğimi söylemiştim. O zamanki duygularımı şimdi değerlendirmem çok doğru değil fakat bu bir hataydı. Kararımı kendi başıma ve kalbimin sesini dinleyerek vermeliydim. Üstelik görüşmeden ayrılmıştık. Bunu da göz önünde bulundurmalıydım. Madem bana dönmüştün, bunu sorgulamalıydım. Bu ilişkimizi kurtarmak için fırsattı. Çünkü genelde kovalayan taraf bendim. Şimdi ise sen bana dönmüştün.
Ben cevabımı verdikten sonra her şey yine bitmemişti. Sen tüm olanlara ve sana dönmek istemediğimi söylememe rağmen, ilişkimiz için uğraşmıştın. Sonra bir süre olanları değerlendirmeye karar verdik. Karmaşa içerisinde ve ne yapacağını bilemez bir haldeydim. Hem senden hem de yeni ilişkimden düşünmek için zaman istedim. Sonunda kararımı nasıl verdim. Bilmiyorum. Duygusal bir karar mıydı yoksa mantıklı mı? Bir şekilde senden yine şüphe etmiştim. Sabırlı davranmıyordun. Bun beni kıskandığın için mi yoksa hırs için mi yaptığın şeklinde bir şüpheye düştüm. Senin aksine diğer taraf oldukça sabırlı ve anlayışlı davrandı. Göz yaşlarını zaman zaman dışarı vurdu, zaman zaman içine akıttı. Fakat bana düşünmem için fırsat verdi ve bekledi. İşte sanırım bundan dolayı yapmam gerekenin eski acılı ve çalkantılı günlere değil, yeni günlere gitmek olduğuna karar vermiş olmalıyım. Halbuki eğer senin niyetin gerçekten beni kazanmak ve beni sevdiğin için bunları yapıyorduysan yanılmıştım. Senin yaşayacağım günler daha güzel olabilirdi.
Burada neden evlendiğimi uzunca anlatmak istemiyorum. Ama yaptığım seçimlerin daha çok başkalarının isteği olduğunu söyleyebilirim. Bir de arada seninle ilgili bazı insanlardan doğru olup olmadığını bilmediğim şeyler de duydum. O zaman belki olumsuz karşıladım ama şimdi düşününce neden olumsuz olabileceğinin bir cevabı yok. Bir şekilde tanışmış ve bir süre görüştüğün ama hiç yüz yüze tanışamadığın biriyle elbet görüşebilirdin. Artık ben de yoktum. Kendime yeni bir yol seçmiştim. Ama bu yolda seçtiğim kişi, aile, toplum vs. etkilerinin çok fazla olduğunu şimdi anlıyorum. Ben hatta özellikle maddi konulardan dolayı çok erken karar verdiğimizi her fırsatta söylüyordum. Fakat olayların akışının da önüne geçemiyordum. Bu süreçten sonra seninle ilgili hislerimi tekrar ilk hatırlamam düğünden hemen sonradır. Yaptığım şeyin ciddiyetine ancak varıyordum. Fakat her şey için çok geçti. Geceleri yüzünün hayalini yanımda görüyordum bazen. İlişkimiz boyunca hiç evlilik veya daha ilerisi için bir düşüncemiz olmamıştı. Hatta farklı kişilerle evleneceğimizden emindik bazen. Belki de bu plansızlık bize bunlara mal oldu. Fakat yanımda olması gereken, beni güçlü kılacak doğru kişinin sen olduğunu biliyordum artık. Bu dönemler yeni iş, yeni hayat, ekonomik sorunlar vb. derken o kadar hızlı geçti ki kendimde geriye dönme gücünü asla bulamadım. Ama seni de hiç unutamadım.
Aşağıya yine o dönemlerde yazdıklarımı bırakıyorum.
Gece yarısı lakırdıları...vol.6
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder