Google Etiket

15 Aralık 2010 Çarşamba

4) İlk Sorunlar

     Bir süre her şey iyiydi diye hatırlıyorum. Sonra zaman geçirdikçe, ilişkimize üçüncü şahıslar dahil olmaya başlamıştı. Zaten dahillerdi belki de. Ama ben bunu bilmiyordum. 

    İlk olarak eski erkek arkadaşından uzun bir ilişkiden sonra olaylı bir şekilde ayrılmıştın. Tabi çocuk suçlu olduğu için ve sen onu terk ettiğin için olacak, peşini bir türlü bırakmamıştı. Afyon'a geldikten sonra bu durum iyice artmış, bir şekilde ailenden uzak ve hayatında biri olabileceği düşüncesi muhtemelen kafasını kurcalıyordu. Bir zaman bıkmış olacaksın veya ondan intikam almak istemiş olacaksın ki, ilişkimizi ona söylemiştin. Bu davranışın her şeyin daha karmaşık hale gelmesine sebep olacak, eski erkek arkadaşının ise seni vaz geçirme isteğini körükleyecekti. 

    Bir yandan da benim arkadaşım ile olan ilişkin de bir şekilde devam etmişti. Kim kime yazmıştı hatırlayamıyorum fakat benim arkadaşım durumu öğrendikten sonra bir şekilde görüşmüştünüz ve arkadaşım sana çok kötü bir şekilde vicdan yaptırmıştı. Şimdi yazarken farkediyorum ki muhtemelen sen de farkedeceksin bu olaylara yanlı ve kendi bakış açımdan bakıyorum. Mecburen öyle yapıyorum çünkü o zaman olan biteni anlayamamıştım. Bu saatten sonra da ancak sen anlatırsan tam olarak anlayabilirim. Her ikisinden de birer düşman veya rakip gibi bahsediyor da olabilirim. O zaman öyleydi. Hala daha her ikisinin de çok iyi niyetli olduklarını düşünmüyorum. Tabi ki insanlar hata yapabilir. Fakat aldatmak mesela affedilebilir bir hata mıdır? Affedecek taraf çok seviyorsa belki. Arkadaşımı zaten bana anlatmana gerek yok. Ki ilerde onunla barışmak için yaptığımız konuşmayı yazınca ne demek istediğimi anlayacaksın. 

    Sen de ben de o zamanlar henüz çok tecrübesizdik. Sen insanlarla iletişim ve kararlılık konusunda benden iyiydin tabi ama bir şekilde etkilendiğin insanlara karşı biraz körlük yaşadığını ben görebiliyordum. Bunların dışında ufak tefek kıskançlıklar vardı fakat bir ilişkinin olmazsa olmazı sanırım. Sadece bir keresinde eski kız arkadaşımın yorumlarının ya da fotoğraflarının facebook profilimde kaldığını görmüştün de o zaman ciddi bir tartışma yaşamıştık. Sonra kendimi bir şekilde affettirmiştim. Yine bu dönemlerde olsa gerek, eski erkek arkadaşın seninle ilgili hatıralarını, fotoğraflarınızı ve bir takım hediyeler içeren bir paket göndermişti sana yine seni kendine döndürmek için. Bundan da oldukça etkilendiğini hatırlıyorum. Bana söylediğinde ben çok tepki göstermiştim ve tüm hepsini atmanı istemiştim. Sonra sen de atmıştın diye hatırlıyorum.

     Tüm bu sorunlara rağmen ilişkimiz inişli çıkışlı, bir mesajda küsüp diğer mesajda barışır şekilde, veya bir mesaja geç cevap geldiğinde ben kendi kendimi yiyip bitirmelerimle devam ediyordu. Seni öyle çok seviyordum ki mesaja geç cevap vermen bile beni bitiriyordu. Ancak benim yanımdaysan çok huzurlu ve rahat olabiliyordum. Şimdi bakınca bunun aslında sorunlu ve kendimden soğutan bir davranış olduğunu anlayabiliyorum. Keşke böyle yapmasaymışım. Bir de tabi o zamanlar çok hanzo olduğumu da kabul etmeden edemeyeceğim. İncelik ve romantiklik denilen şeyin yazdığım şiirler filan haricince ya da birlikteyken göstediğim ilgili alaka haricinde esamesi okunmuyordu elbet. Yani bir hediye alayım ya da bir şeyler planlayayım, bir süpriz yapayım filan diye aklımdan çok geçmezdi. Hoş hala bu konuda kendimi çok geliştirdiğimi söyleyemem. Sen belki de bunları görerek; hep birlikte yanyana olmak istediğimi, bu gösterileri yapmadığım için seni aslında sevmediğimi filan düşünmüş olabilirsin arada. Bazen seni sevdiğimi göstermediğimi söylerdin hep zaten. 

    Gel gelelim ilişkimizde ilk çatlaklar oluşmaya başlamıştı böylece. Bir yandan da sen üniversite ortamına girmeye ve yeni arkadaşlar edinmeye başlamıştın. Ben ise iş ortamındaydım. Sen benim daha önce olduğum ortamda, ben ise senin ilerde olacağın ortamdaydım. Yani bir dönem uyumsuzluğumuz da vardı. Bu da belli başlı sorunlara neden olacaktı ileride. Mesela şu aşağıdakini daha görüşmemizden çok kısa süre sonra neden yazmıştım o zamanlar tam hatırlamamakla birlikte bir tartışmadan sonra yazmış olmam olası. 

Hoşgeldin eski dostum,
Uzun zaman oldu,
Özletmiştin kendini,
Zaten bir sen bırakmazsın beni..
Görür görmez tanıdım seni,
Değişmemişsin hiç, biraz büyümüşsün,
Hafızamda kazınmış bu suret, bu ad,
Ve bu acı tad.
Yanlızlık adın...
Ve tanıdım bunlar da arkadaşların...


    İnsan sevince aptallaşır. Ünlü bir psikoloğun sözü bu. Ben seni severken çok aptaldım evet kabul ediyorum. Belki bu durumum sana bazen yük oluyordu. Ama aşk biraz da böyle bir şey. Sabırsız, endişeli ve kırılgan. Hele ki böyle sorunların ortaya çıkmış olması, beni daha da aptallaştırmıştı. Üstelik hayatımın aşkını bulduğumu hissederken. 

    Aşağıdakileri bu dönemlerde yazdığımı düşünüyorum. Aslında tam olarak hikaye şöyle. Bir konudan dolayı tartıştığımız bir zamanda sana üzgün olduğumu ve bunu senin yaptığını söylerken, senin bana herkes ne yaparsa kendine yapar demen üzerine sana yazdığım dörtlük. 


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

12) Bazı şeyler yarım kalır, bu da bitmenin bir şeklidir.

Nihan, Sen gerçek olan tek hayalimdin şu hayatta. Aslında gerçek olan tek aşk. Ben hep istedim aşık olmayı ve bu aşka karşılık bulmayı. Önce...